Primo Levi,Auschwitz kampında kalırken karşılaştığı bir düşünürle entellektüel bir sohbet
başlatmayı denediğinde,düşünürden aldığı yegane karşılık tek heceli mekanik yanıtlar olur.
Duyuları köreldiği için değil,artık zihin dünyasına inanmadığı için ,entellektüel alışverişin bir
anlamsız sözcük oyununa dönüştüğünü farkettiği için susuyordur,düşünür.